Sigortacılıkta Tahkim

 

Kaynak : Sigortacı Gazetesi  Tarih : Ekim 2009

 

Geçen sayıda sigorta davalarının mahkemelerde ne kadar uzun sürdüğünü vurgulamak için 17 yıldır devam eden bir davayı örnek vermiştim. 17 yıl belki uç bir örnek olabilir ancak adalet sistemimizdeki noksanlıklar, aşırı yoğunluk ve ihtisas mahkemelerinin olmaması nedeni ile davalar ortalama üç yılda bitmektedir. Oysa insanların sigorta yaptırmasının amacı, zararlarını makul sürede hatta hemen sigorta şirketlerinden alarak hayatlarını hasardan önceki şekilde devam ettirme isteğidir.. Oysa üç yıl beş yıl on yıl hatta on beş yıl insan yaşamı için önemli bir zaman dilimidir. 

Uzun bir zaman diliminde zararlarını karşılayamayan hayatlarını yeniden eski haline getiremeyen insanlar sigorta şirketlerine nasıl inanıp güvenecekler. Bana göre, sigortacılık sektörünün en önemli sorunu bu noktada toplanmaktadır. GÜVEN ilkesini ortadan kaldıracak anlayışların yerleşmesi sigorta sektörünün gelişmesini büyümesini engelleyen en önemli risklerden biridir. Yasa koyucu (parlamento) hukuk sistemimizde ihtisas mahkemelerinin olmamasını göz önüne alarak sigorta ihtilaflarının kısa sürede ve konusunda uzman kişilerce çözümlenebilmesi için 5684 sayılı kanunun 30. Maddesi ile ?sigortacılıkta tahkim? kurumunu tesis etmiştir.
 
Madde 30 ; Sigorta ettiren veya sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişiler ile riski üstlenen taraf arasında sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların çözümü amacıyla Birlik nezdinde Sigorta Tahkim Komisyonu oluşturulur. Sigortacılık yapan kuruluşlardan, sigorta tahkim sistemine üye olmak isteyenler, durumu yazılı olarak Komisyona bildirmek zorundadır. Sigorta tahkim sistemine üye olan kuruluşlarla uyuşmazlığa düşen kişi, uyuşmazlık konusu sözleşmede özel bir hüküm olmasa bile tahkim usûlünden faydalanabilir. 
 
Sigorta tahkim kurumunun işlerlik kazanabilmesi için öncelikle sigorta şirketlerinin, sigorta aracılarının ve tabii ki sigortalıların bilinçlendirilmesi ve ihtilafların ?Tahkim Kurumu?na yönlendirilmesi gerekiyor. İhtilafların tahkim kurumuna yönlendirilmesi sorunların kısa sürede çözümlenmesi bakımından büyük önem taşıması ile beraber GÜVEN unsurunun burada da büyük önem taşıdığını tekrar ifade etmek isterim.
 
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30uncu maddesine göre Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği nezdinde oluşturulan Sigorta Tahkim Komisyonu'na, Sigorta Hakemi olmak isteyenlerde; ?en az dört yıllık yüksekokul mezunu olması, sigorta hukukunda en az beş yıl veya sigortacılıkta en az on yıl deneyimli olması, mali güç dışında, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 3/2a maddesi hükmüne göre sigorta ve reasürans şirketi kurucularındaki nitelikleri taşıması? koşulları aranmaktadır. 
 
Evet, yasa koyucu hakemler için kanunda ve yönetmeliklerde gerekli şartlar sayılıyor ise de GÜVEN unsurunun sarsılmaması için tahkim kurumu hakemlik yapmaya hak kazanmış sigorta tahkim hakemleri arasından ihtilafların konusuna göre özenle seçim yapmalıdır.
 
Geçen ayki yazımda da önemle belirtmiştim; Mahkemelerce, çalışma hayatının hiçbir döneminde sigorta şirketinde sorumlu mevkide çalışmamış, herhangi bir uzmanlığı olmayan, hayatında bir kez poliçe düzenlememiş, bir kez hasar dosyası incelememiş sigortalı ile hasarda yüz yüze gelmemiş, hasarı başlangıcından sonua kadar yönetmemiş, hasarın ödenip ödenmemesi konusunda bir kez bile karar vermemiş kişiler hayati önem taşıyan dosyalarda ?sigortacı bilirkişi? diye görevlendirilmiştir. 
 
İşte bu "uzman olmayan" kişiler yüzündendir ki uzayan ve kangren olan davalar nedeni ile sigortalıların sigorta şirketlerine güveni sarsılmakta sivil ve ticari alanlarda sigorta yaptırma isteği yok olmaktadır. Bu ?sanal sigorta uzmanı? kişilerin hatalı değerlendirme ve görüşleri ile verilen mahkeme kararları Yargıtay?ımızdan geri dönmekte ancak her Yargıtay?a giden dosya ancak iki üç yıl sonra geri dönebildiği için bu tür davalar ancak 56 yılda bitebilmektedir. Üç yıl mahkemede üç yıl Yargıtay?da bekleyen bir dava 6 yıl sonra karara bağlanıp tecelli eder ise bu uzun süreçteki adalet ?adaletsizliğe? neden olmuyor mu ? Bu anlamda tahkim kurumuna ve bu kurumun kısa sürede sağlayacağı ADALET ve GÜVENE çok önem verdiğimi, tahkim kurumunun başarısının sigorta sektörünün başarısı olacağına inandığımı vurgulamak istiyorum.
 
Son beş altı sayıda teknik ve hukuk içerikli yazılarım ile belki sigortacı meslektaşlarımı sıkıyor olabilirim bu nedenle önümüzdeki iki sayıda her ekim ayında yaptığım gibi İstanbul gezilerini ve İstanbul?un sanat etkinliklerini sizler ile paylaşmaya çalışacağım?